Canlarını kurtarmak için her şeylerini geride bırakarak Bangladeş'e ulaşabilenler sınırdaki kamplarda hayatta kalmaya çalışıyor.
Kamplarda yaşayanlar, kamplara yeni gelen ve kayıtları olmayanların Bangladeş polisi tarafından tutuklandığını ve geri gönderildiğini savundu. Bu nedenle kamplara gelemeyen bazı Rohinya Müslümanları dağlarda ve civar köylerde gizlice yaşamaya mahkum ediliyor.
Birleşmiş Milletler de, etnik çatışmaların yaşandığı Myanmar'a insan hakları uzmanı gönderiyor.
nsan hakları uzmanı Tomas Ojea Quintana, 30 Temmuz-4 Ağustos arasında Myanmar'a yapacağı ziyarette hükümet yetkilileri, milletvekilleri, ulusal insan hakları komisyonu üyeleri ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle sivil hükümetin kurulmasından bu yana kaydedilen ilerlemeler ve ülkenin güneydoğusundaki etnik çatışmalarla ilgili bir dizi görüşmede bulunacak.
Quintana, haziran ayından bu yana etnik çatışmalara sahne olan Arakan (Rakhine) eyaletini ziyaret etmek için de izin istedi.
Myanmar'da yaklaşık 50 yıl süren askeri cunta yönetiminin ardından geçtiğimiz Mart ayında iktidara gelen sivil hükümet, yüzlerce siyasi mahkumun serbest bırakılması, etnik gruplarla ateşkes imzalanması, basın özgürlüğünün genişletilmesi ve denetim yasalarının hafifletilmesi gibi bir dizi siyasi reform yapmıştı.
ÇOCUKLAR 7 YAŞINI GÖREMİYOR
Kamal Gümüş'ün haberi
Sürgündeki Arakan lideri Hacı Samir, Star'la röportajında "Myanmar'da Müslümanlığın bedelini çok ağır ödüyoruz. Bangladeş kamplarında ise çocuklar 7 yaşını göremiyor. Ama bir gün zulüm bu toprakları terk edecek" dedi.
Myanmar'da Arakan Müslümanlarına karşı dünyanın gözü önünde yaşanan katliamlar infial yaratırken yıllardır halkı için mücadele eden ve Bangladeş'te sürgünde olan Hacı Ahmed Samir halkının bir asırdır sistematik şekilde tarih sahnesinden silinmeye çalıştığını söyledi. Burma Üniversitesi Öğretim Üyesi iken Arakanlılar'a şiddeti eleştirince sürgün edilen Hacı Samir kamplarda güç koşullarda hayat mücadelesi verildiğini belirtip "Kamplardaki çocuklar 7. yaşını bile göremiyor" dedi.
İngilizler büyük kaos bıraktı
Samir mücadeleyi 1947'de başlattıklarını aktarıp şunları anlattı: "İngilizler Japonlar'a yenilince burayı terk ederken geride büyük kaos bıraktı. Japonlar ülkeyi işgal etti. Arakan tarafında bir lider çıkmadı. Müslümanların birlik sağlayamamasını fırsat bilen Budistler, 100 binlerce masumu kadın-çocuk-yaşlı demeden hunharca katletti. Katliam asla durmadı. Direniş için 50 üniversiteli arkadaşımla örgütlendik. Şehiriçi örgütlenmeden sorumluydum. Ancak Müslümanların üniversiteye gitmesi yasaklanınca 1967'de dağa çıktım, 3 yıl silahlı mücadelede yer aldım. Bir süre sonra Müslümanlar sorunu siyasetle çözeceklerine inandı ama bu zordu çünkü Müslümanların evlenmesine ve mülk edinmesine dahi izin verilmiyor. Bir köyden diğerine özel askeri izinle gidilebiliyor. Pasaport da yok çünkü hükümet bizi vatandaş bile kabul etmiyor." 50 idealist gencin ektiği tohumların büyüdüğünü söyleyen Samir, "Bir gün zulüm bu toprakları terk edecek. Umudumuzu yitirmedik" dedi.
Türkler sesimizi duyursun
Bangladeş'in Cox's Bazaar şehrindeki Teknaf kampında on binlerce mülteci yaşam mücadelesi verse de, sadece 20 bini BM kayıtlarında. Çoğu 10-14 kişilik aileler, en büyüğü 20-25 m2 olan derme çatma barakalarda yaşıyor. Kamplarda yaşlı insan ise neredeyse hiç yok çünkü insanlar ya açlıktan ya da günümüzde basit sayılan hastalıklara kurban gidiyor. Yetersiz beslenmeye bağlı hastalıklar ve en acısı da açlıktan ölümler var. 7 yıl önce ülkesinden ayrılan ve şimdi bu kamplarda ders veren İngilizce öğretmeni Abdurrahman Macit şunları anlattı: "Myanmar'da vatandaş kabul edilmiyor ve adeta köle muamelesi görüyorduk şimdi de öyleyiz. Malımız elimizden alınıyordu. Cahil kalmamız için her türlü yola başvuruldu. Şimdi kamptaki çocukları eğitmeye çalışıyorum. Ne olur Türkiye'deki kardeşlerimiz olarak sesimizi dünyaya duyurun. Buradaki şartlar çok ağır ve çocuklarımız ölüyor."
AA - STAR GAZETESİ
Bu haber toplam 64 defa okundu