Tespit ve tazminat davası açan Abidoğlu, bir hastaneden yüzde 24 oranında özürlü raporu aldı.
Elif Abidoğlu, mevsimlik işçi olarak çalıştığı Marmara Tarımsal Ürünleri Değerlendirme Anonim Şirketi (Martaş)'nde 12 Eylül 2006 tarihinde mısır kasalarının üzerine düşmesiyle yaralandı. Fabrika yetkilileri tarafından Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Abidoğlu, ilk tedavisinin ardından taburcu edildi. Sağ kolunda ve beyninde hasar meydana gelen Abidoğlu, konuyu yargıya taşımaya karar verdi. Abidoğlu, konuyla ilgili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Soruşturma kapsamında, Elif Abidoğlu’nun olayın ardından götürüldüğü hastanede iş kazası raporu düzenlenmediği ortaya çıktı. 6 yıldır hak aradıklarını belirten Ali Abidoğlu, olay anında eşinin sigortasız olduğunu öne sürdü. İş kazasının resmi tutanaklara geçirilmediğini öne süren Ali Abidoğlu, fabrikanın olaydan 15 gün sonra eşini sigortalı yaptığını iddia etti.
İŞ KAZASI OLDUĞUNU 3 YILDA ORTAYA ÇIKARDI
Aylarca süren yazışmaların ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü müfettişlerince iş kazası olduğunun tespit edildiğini anlatan Ali Abidoğlu, “Ortada bir iş kazası var, ama raporu veya tutanağı yok. Müfettişlerin işyerinde yaptığı incelemede iş kazası olduğu belirlendi. İşletmenin, iş kazasını ilgili mercilere bildirmediği de belirlendi. Bursa 5. İş Mahkemesi’ne tespit davası açıldı. Bursa 2. İş Mahkemesi’ne de ihbar tazminatı ve maaş alacak davası açıldı. Davalar 2009’da açıldı. Biz işyerinde kaza olduğunu ancak 3 yılda ortaya çıkarabildik. Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden aldığımız yüzde 24 özürlü raporu var. Eşimin beyninde hasar meydana geldi. Gerekli tedaviyi yaptıramadığımız için eşim aşırı sinirli hale geldi. Yıllarca, işyerinde iş kazası olduğunu kanıtlamak için koşturduk. Hastane de rapor tutunmayınca başımıza bunlar geldi. Huzurumuz kalmadı. Yargı süreci devam ediyor.” dedi.
HASTANE KAPISINA BIRAKMIŞLAR
Eşinin yaralandığı gün gece bekçisi olarak çalıştığını anlatan Ali Abidoğlu şunları kaydetti: "Eşimin elinden basit şekilde yaralandığını, gerekli tedaviyi yaptırıldığı yönünde telefon üzerine sabah eve gidip 'biraz dinleneyim, hastaneye öyle gideyim' dedim. Bir süre sonra bir vatandaş arayarak, 'Kardeşim eşin hastane kapısında, eve gidecek parası bile yok' dedi. Hemen geldik. Eşimde rapor olmadığını gördüm. Savcılık sonrası, polisin yönlendirmesiyle hastanede eşimin davasına ilişkin rapor, tutanak sorduk. Israrla 'yok' dediler. Israrcı tutumum sonrası, eşimin isminin acil protokol defterinde yazıldığını gördüm. Nasıl oluyor da fabrikadan yaralı olarak gelen bir kişiye 'iş kazası' raporu düzenlenmiyor, anlayamadım. Bursa 5. ve 2. İş Mahkemesi'ndeki davalarımızda mahkeme heyeti kısmen bizi haklı buldu. Bu süreçte eşimle de boşanmak zorunda kaldık. Yargıtay süreci sürüyor."
Bu haber toplam 65 defa okundu