Ramazan ayının başlaması ile iftar davetleri de başladı. Her yıl bir ritüele dönüşen davetlerle birlikte 'lüks iftarlar ve israf' tartışmaları da gelenekselleşti...
Şahsi kanaatim davetleri engellemek mümkün değil, gerek de yok. Özellikle iş dünyasına yönelik bu davetler sektör oyuncularının birbirlerini tanımak adına, irtibatta olmak, tanışmak adına önemli bir fırsat ve bu fırsatın önüne geçilmesini de iş dünyasının isteyeceğini sanmıyorum...
Her yıl olduğu gibi Ramazan ayının ilk günlerinde Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği MÜSİAD'ın iftarı vardı. İftara binlerce MÜSİAD üyesinin yanı sıra, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, THY Genel Müdürü Temel Kotil, İstanbul Ak Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu ve onur konuğu olarak da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız katıldı.
MÜSİAD'ın Haliç Kongre Merkezi'nde Haliç kıyısında organize ettiği bin 500 kişilik iftara beklenenin üzerinde katılım oldu. Katılanların sayısı 2 bini geçti. Yeni masalar açıldı hatta edindiğim bilgiye göre geri dönenler de oldu...Fakat önceki iftarların aksine farklı bir mekanın seçilmesi iftara renk katmıştı..
Davette ilginç ayrıntılar da vardı. MÜSİAD'ın önceki başkanı Ömer Cihad Vardan'a başkanlığı bırakmak yaramadığı ortadaydı, Vardan'ın kiloları dikkatlerden kaçmadı...
Gecenin en dikkat çeken sözleri Taner Yıldız'a aitti. Kendilerinin MÜSİAD ile büyüdüğünü ve bütün raporlarda, sunumlarda ülkenin idare edilebilmesiyle ilgili birçok tavsiyeler aldıklarını söylemesi gecenin mesajıydı.
Davette bir başka gözlemim, gençlerin fazla olmasıydı. Genç MÜSİAD üyelerinin yanı sıra katılanlar arasında genç işadamlarının fazlalığı dikkatlerden kaçmadı.
MÜSİAD'a yeni üyelerin katılımlarının da gerçekleştiği gecede bir diğer ayrıntı da işkadınlarının sayılarındaki artıştı...
1990'lı yıllardan bugüne 20 yılı aşkın süredir birçok badireler atlatmış MÜSİAD'ın birinci nesli kendi içerisinde bir kardeşlik ve diyalog iklimini yaşatıyor...
28 Şubat gibi sıkıntı dönemlerini yaşayan üyelerin ortak hislerle beraber hareket etmesi bağlılıkları bir hayli fazla... Bu dikkatlerden kaçmıyor...
Fakat, diğer tarafta Genç üyelerin ya da Genç MÜSİAD'çıların iletişimlerinin varlığına inanmakla beraber çok güçlü olduğunu söylemek ne kadar doğru olur bilemiyorum!
Burada dikkat çekmek istediğim konu bir 'eksik' tespitinden ziyade 'daha iyisi de yapılabilir' anlayışıdır...
Ortak bedel ödemiş MÜSİAD üyelerinden sonraki neslin iletişim birlikteliği olacaktır, iş birlikteliği de... Peki kader birlikteliği? Şüphesiz bu konuda ortak bir kanaat vardır, sorunun en iyi cevabını, zaman verecektir...
Bunları söylerken Genç MÜSİAD'ın özverili çalışmasını göz ardı ediyor da değilim...
Bence yeni nesil MÜSİAD'cılar, daha eğitimli, daha donanımlı! Değişen dünyanın şartlarına uyum süreçleri çok daha hızlı! Üstelik daha fazla girişimci heyecanına, yatırım merakına sahip! Sadece ortak bir tarihleri henüz yazılmadı...
MÜSİAD'ın birinci neslinin üzerine düşen "kader birlikteliği" anlayışını yeni nesile aktaracak bir yol, yöntem bulması! Bu yöntem siyaset olmayacak, yaşanmışlıklar da... Ortak değerler var ama ortak amaçların da güçlü olması gerekiyor...
İnanıyorum ki Genç MÜSİAD, inşa edilen ruh üzerine daha fazla yükselecektir...
Belki de yanılıyorumdur, kim bilir... Zaman gösterecek...
Hakan GÖKSEL / Haber 7twitter.com/hakan_goksel[email protected]
