Uçak'ta yolculuk sırasında çay servisi yapılırken bacağına sıcak su dökülmesi sonucu oğlunun yaralandığı ve gerekli özen gösterilmediği gerekçesiyle anne Elif Avşar tarafından, havayolu şirketi aleyhine 100 bin TL manevi ve 20 bin TL de maddi olmak üzere toplam 120 bin TL tazminat talepli dava açıldı.
Davacı anne Elif Tuğba Avşar'ın avukatı İbrahim Özel tarafından İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, Elif Tuğba Avşar'ın 13 yaşındaki oğlu Jean Osman Durand'ı karne hediyesi olarak tatile götürmek üzere rezervasyon yaptırdığı, bu seyahat için davalı hava yolu şirketinden uçak biletleri satın aldığı belirtildi.
Dilekçede, davalı şirkete ait uçakla, 5 Temmuz 2011 tarihli İstanbul-Antalya seferinde Jean Osman Durand'ın koridordaki koltukta, annesinin yanında oturduğu belirtilerek, olay şu şekilde özetlendi:
''Servis sırasında Jean Osman koltukta bağdaş kurmuş kitap okumaktadır. Uçaktaki görevli hostes ilk olarak Jean Osman'a sıcak içecek servisi yapmış, Jean Osman'ın içeceği önündeki masada iken annesine içecek servisi yapılırken görevli hostesin kolu Jean Osman'ın içeceğini devirmiş, Jean Osman'ın bacağı komple yanmıştır.
Jean Osman yanmanın etkisiyle ağlamaya başlamış, annesinin yardım talepleri üzerine yanığın üzerine buz koymak gerektiği söylenmiş, ancak jel buz olmadığı için kusmuk poşetine buz doldurularak yaranın üzerine koymuştur. Kusmuk poşeti eriyip yapışınca Jean Osman acıları daha da artınca kendinden geçmiş, bunun üzerine hostesler buz parçalarını direk yaranın üzerine koymuşlar ancak bu kez de buzlar yaraya yapışmıştır. Ayrıca uçaktaki tuvaletin önünde Jean Osman'ın belden altı soyulmuş, üzerine kırmızı bir önlük bağlanmıştır. Uçak kabin görevlilerinden biri kendi çantasından yanık kremini çıkararak yaranın üzerine sürmüştür.''
-Yanlış müdahale iddiası-
Osman'ın ağlamasının devam etmesi üzerine ön koltukta oturan bir kadının ''kalp hastasıyım bu çocuğun ağlamalarına dayanamıyorum, bu çocuğun acısını dindirin'' diye bağırdığı ifade edilen dilekçede, diğer yolcuların da tepkilerini ortaya koyduğu ancak bu kadar önemli bir havayolu şirketinin yeterli müdahalede bulunmadığı gibi, yanlış müdahalede bulunduğu öne sürüldü.
Talep üzerine pilot tarafından alana inilir inilmez ambulans çağrıldığı kaydedilen dilekçede, havaalanı doktoru tarafından gerekli müdahalenin yapıldığı ve Osman'ın hastaneye sevk edildiği belirtilerek, ''1. ve 2. derece yanık tespit edildiği, ayrıca havaalanı doktoru yaranın üzerine bu şekilde kusmuk poşeti ile ve direk buz koyulmasının acıyı artırdığını ve yarayı daha kötü hale getirdiğini söylemiştir'' ifadelerine yer verdi.
Dilekçede, Osman'ın, tedavi gördüğü ve tedavi neticesinde de bacağında yanık izinin ömür boyu kalacağı da kaydedildi.
Bu kazanın sonucunda Jean Osman'ın tatilin bir kabusa dönüştüğü, yanık ayak ile acılar çektiği ve annesininde tatil boyunca oğlunun başında beklediği ifade edilen dilekçede, ''Tüm bu süreç içerisinde muhatap havayolu şirketinin hiçbir katkı ve ilgisi olmadı. Ayrıca çocuğun tedavisi ile ilgilenmedikleri gibi, arayıp sormamışlardır da'' denildi.
-Kabin görevlisinin kusuru-
Dilekçede, öncelikle kabin görevlisinin sıcak içecek servisi yaparken özen göstermeyerek çocuğu yaktığı ve çocuk için yapılan içeceğin bu kadar sıcak suyla yapılmasının davalının açık kusuru olduğu iddia edilen dilekçede, ''Çocuk kendini yaktıysa neden uçak bilet bedellerini iade etmek istemişlerdir? Yaramazlığın ödülü olarak mı ya da müvekkillere çıkan acı piyangonun bedeli olarak mı hediye vermek istemişlerdir?'' ifadesine yer verildi.
Kaza sonrasında Jean Osman'ın psikolojik tedavi gördüğü belirtilen dilekçede annenin eşiyle yaşadığı tartışmaya da yer verildi:
''Anne Elif Avşar'ın eski eşi Fransız vatandaşı olup Jean Osman'ın uçakta yakıldığına bir anlam verememiştir. Annesinin sorumlu olduğunu düşünmüştür. 'Fransa da insana verilen değer bu değil, nasıl böyle bir şey olur' demiştir. Bu konu ile ilgili olarak Elif Avşar ile büyük tartışmalar yapmış, Jean Osman'ın velayetini almak istediğini dahi söylemiştir. Elif Avşar'ın bir yandan uçakta yaşadıkları, bir yandan çocuğunun çektiği acılar bir yandan da eşiyle bu konudaki tartışmaları tamamen psikolojisini bozmuştur.''
Dilekçede, mağduriyete yol açan kaza nedeniyle havayolu şirketinden 20 bin TL maddi, Jean Osman Durand için 50 bin ve annesi Elif Avşar için de 50 bin TL olmak üzere toplam 120 bin TL tazminatın, davalı şirketten alınarak davacıya yasal faiziyle birlikte ödenmesi talep edildi.
-Cevap dilekçesi-
Davalı havayolu şirketinin avukatı Berna Salman tarafından mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde ise, dava konusu ihtilafın taşıma sözleşmesinden doğduğu, taşıma hukukunu ilgilendirdiği ve davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek, görevsizlik kararı verilmesi talep edildi.
Dilekçede, meydana gelen olayın şirket çalışanları ve olaya tanık olan yolcular nezdinde detaylı olarak sorgulandığı ve incelendiği anlatılarak şunlar kaydedildi:
''Yapılan inceleme neticesinde meydana gelen sıcak içecek dökülme olayının tamamen davacı Jean Osman'ın kendi kusurlu davranışı neticesinde meydana geldiği, olay esnasında görevli olan müvekkil şirket personelinin hiç bir kusurunun bulunmadığı ve olayın meydana gelmesini takiben uçakta ve uçuş esnasında mümkün olan bütün müdahalenin yapıldığı anlaşıldığından, müvekkil şirket tarafından davacılara noter aracılığıyla bir ihtarname gönderilerek, davacıların tazminat taleplerinin kabul edilmediği ve müvekkil şirketin meydana gelen olayda herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı bildirilmiştir.''
-Tanık ifadeleri-
Uçuşta görevli kabin amiri Sibel Vatan'ın ifadesine de yer verilen dilekçede, Vatan'ın ifadesinde çocuğun sıcak suyu masaya ayağıyla çarparak üzerine döktüğünü ve davacı yolcuların uçaktan inerken yardımlardan dolayı teşekkür ederek ayrıldıklarını söylediği belirtildi.
Uçuş esnasında olayı gören diğer personelin de ifadesinde, olayın tamamen davacı Jean Osman'ın kendi kusurlu davranışı sonucu meydana geldiğini,personelin kazanın meydana gelmesinde hiç bir kusurunun olmadığını söylediği kaydedilen dilekçede, davacılarla aynı sırada oturan uçak yolcularından bir kişinin de, ''çocuğun kazadan hemen önce bağdaş kurarak oturduğunu çay servisinin yapılması esnasında diziyle servis masasını ittiğini ve masa üzerinde bulunan çayın bu nedenle döküldüğünü, annesinin oğluyla ilgilenmediğini, sürekli yanındakilerle sohbet ettiğini ve kaza meydana geldiğinde zaten oğluna kızdığını'' sözlü olarak ifade ettiği belirtildi.
Dilekçede, meydana gelen olayda hiçbir şekilde davacının iddia ettiği gibi servis yapan kabin ekibinin herhangi bir dikkatsiz davranışından kaynaklanmadığı öne sürüldü.
Bu haber toplam 68 defa okundu