ESPNEWS Haber Portal, Haber Sistemi, Haber Sitesi Script - Kuran'a en uygun Eshab-ı Kehf mağarası
13 yaşındaki çocuk cinayet işledi
Erbilli alimlerden Suriye çağrısı
Mısır Dünya Bankasından 200 milyon $ alacak

Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Kuran'a en uygun Eshab-ı Kehf mağarası

Kuran'a en uygun Eshab-ı Kehf mağarası
Dünya üzerinde Kuran'ı Kerim'de yaşadıkları doğrulanan Yedi Uyurlara ait olduğu belirtilen 33 mağara var. Bu mağaların içinde bir tanesi, ayeti kerimelerle örtüşen yapısıyla dikkat çekici. İşte o mağara:
25.06.2012 / 17:45


Yaşar İliksiz'in haberi

Yıllardır dilden dile dolaşan halk efsanelere göre, Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş ve köpekleri Kıtmir Yedi Uyurlar olarak anılan ermişlerdir. 

Söylencelere göre; yaşadıkları zaman diliminde zalim bir hükümdar halkı kendisinin tahrı olduğuna inanmaya ve putlarına taptırmaya muaffak olur. Allah' ın varlığına ve birliğine inanan birkaç genç ise canları kurtarmak için çareyi kaçmakta bulur.  Yolda kendileri gibi inançlı bir çobana rastlarlar. Çoban ve Kıtmir adındaki köpeği de onlara katılır ve bir mağaraya sığınırlar. 

Uykuları yüzyıllarca sürer. Onlar bir kaç saat uyuduk zannıyla kalktıklarında ne eski putperest topluluk hayatta kalmıştır ne de onların zalim hükümdar! Kaç yıl uyudukları konusunda söylencelerde net bir rakam bulmak imkansız. Ancak Millattan sonraki ilk dörtyüz yıl içindeki muhtelif tarihler uyanma tarihleri olarak zikredilmektedir. 

Efsanenin değişik versiyonları bulunmaktadır. Hükümdalar, mekanlar ve uyunular süre söylencenin yaşatıldığı mekanlara göre farklılık arz etmektedir.

Örneğin kimi Hıristiyan rivayetlerine göre, Pağan Roma hükümdarı, Hırıstiyanlığı takip etmeye ve Hırıstiyanları öldürmeye başlayınca asil bir aileden Hz. İsa'nın yoluna baş koyan yedi kardeş kaçar ve mağarayla sığınır. Zalim hükümdar mağaranın kapısını açılmayacak şekilde kapatır ve onları oraya kıstırır. 


KURAN'I KERİM TARİHİ OLAYI DOĞRULUYOR

İslamiyet'in Kutsal kitabı Kur'an'ı Kerim Kehf suresi ile söylencelerin tarihi bir vakadan doğduğunu doğrular ve Mağara Arkadaşları'na dair rivayetlerin çokluğunu da 22. ayette belirtir:


(Ey Muhammed!) Bazıları bilmedikleri şey hakkında atıp tutarak: “Onlar üç kişidirler, dördüncüleri köpekleridir” diyecekler. Yine, “Beş kişidirler, altıncıları köpekleridir” diyecekler. Şöyle de diyecekler: “Yedi kişidirler, sekizincileri köpekleridir.” De ki: “Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Zaten onları pek az kimse bilir. O hâlde, onlar hakkında (Kur’an’daki) apaçık tartışma(yı aktarmak)dan başka tartışmaya girme ve bunlar hakkında onlardan hiçbirine bir şey sorma.”

Ayette adı geçen Eshab- Keyf yani Mağara arkadaşların kaç yıl uyudukları ise 25, Ayette net rakamla verilir: "Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Buna dokuz daha eklediler." Ne var ki 26. ayette bu sürenin izafi bir zaman olabileceğine dikkat çekilir:  De ki: “Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybını bilmek O’na aittir. O ne güzel görür, O ne güzel işitir! Onların, ondan başka hiçbir dostu da yoktur. O hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez.”

Neticede Mağara Arkadaşları gerçek bir tarihi vaka olmakla birlikte, olayın esasının nasıl geliştiği konusunda elimizde somut veri yok.

Ayetlerin tavsiyesine uyarak olayın içeriği konusunda tartışmaya girmemeyi tercih etmek en iyisi.

Zaten haberimizin konusu da tarihi vakanın içeriği değil, olanı geçtiği yer konusundaki tartışmalar.

33'TEN FAZLA MAĞARA ESHAB-I KEHF'İN MEKANI OLARAK GÖSTERİLİYOR

Türkiye başta olmak üzere, aralarında İtalya, İspanya, Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinin de bulunduğu Dünya'nın bir çok ülkesinde 33'den fazla mağara Eshab-ı Kehf'in yüzyıllarca uyuduğu mekan olarak kabul edilmektedir.

Türkiye'de İzmir'in Efes ilçesinde, Mersun'in Tarsus ilçesinde ve Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde 3 ayrı mağara, Kuran'ı Kerim'de de adı geçen Yedi Uyurlar efsanesine kaynaklık eden müminlerin barındığı mekan olarak gösteriliyor. Hangi ilçenin yetkilisine ve ahalisine sorarsanız sorun, gerçek Yedi Uyurlar mağarası onlara ait!

Hem yatır hem ibadethane özellikleri ile çevrede ahalinin büyük ilgisine mazhar olan mağaralardan hangisinin  Yedi Uyurlar olarak tanımlanan Eshab-ı Kehf'e meskenlik eden mağara olduğu konusunda kesin bir hükme varmak zor.

AFŞİN'DEKİ MAĞARA DİĞERLERİNDEN DAHA İDDİALI

Halkının çoğu yedi uyurlara ait olduğuna inanılan isimleri taşıyan Afşin, Yeni Uyurlar'ın kendi ilçelerindeki mağarada uyudukları konusunda daha iddialı ve ısrarcı. Hatırlanacağı gibi Afşin Belediye Meclisi, iki sene önce aldığı kararla çocuklarına,  “Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş” isimlerini koyan ailelere altın, hemşehrilik beratı ve isim madalyası verilmesini kararlaştırmıştı. Bu kararın gerekçesi, Yedi Uyurların adını en çok taşıyan halk olma özelliğinin artık kaybedilir hale gelmesiydi. Karar, çocuklarına "yeni moda" isimler koyarak, geleneksel adları vermeyen aileleri, Yedi Uyurların isimlerine sadık kalmayı sürdürmeye yönelikti.

İstenilen seviye de olmasa da Afşin halkı, yüzde 5 oranında Yedi Uyurların isimlerini taşıyan topluluk olarak, tarihi özelliğini korumaya niyetli görünüyor.

Bunun yanı sıra Afşinliler, kendi mağalaralarının gerçek olduğu konusunda şu kanıtları öne sürüyor. 

* Hıristiyanlığın doğuşuyla beraber tarihsel gelişim çemberine uygun coğrafyadadır.

* Eshab-ı Kehf'e ait olduğu sanılan en eski mağaradır. Tarihinin en yakın döneminden itibaren insanların teveccühü buraya olmuştur.

* Roma, Selçuklu, Dulkadiroğulları ve Osmanlı dönemlerinde kilise, cami, ribat ve kervansaray yapılmıştır:  Mağaranın önüne miladi 377’de Kral Teodus tarafından bir Kilises yaptırılmıştır. O devirde Afşin, Romalıların önemli bir vilayeti olan Kapadokya’nın sınırları içince bulunmaktaydı. Müslümanlar fetihten sonra Ashab-ı Kehf mağarasının yanına mescit inşa etmişler, Selçuklular döneminde ise külliye yapılmış. Bu eserlerin yaşaması için gelirler vakfedilmiştir.

13. asrın yarısında Selçuklu Devletinin Maraş valisi Nusreddin Hasan Beyin buraya medrese yaptırmıştır.

Mescit incelendiginde, mağaranın önündeki küçük kilisein bu bölüme katıldığı anlaşılmatadır. Külliyenin inşaasından önce mekanda kilisenin bulunması, Anadolu Hrıstıyanlarının da mağara arkadaşlarının hatırasını yaşatığına yorumlanmaktadır.

Dulkadirli döneminde burası imar edilerek ilave vakıflar yapılmıştır. Arşiv belgelerinde vakfedilen arazi, köy, mezra, yaylak ve cemaat isimleri belirtilmiştir. Osmanlı Devleti döneminde de bölgeye özel itimam gösterilmiş ve külliyenin ayakta kalması sağlanmıştır.

Külliyeye gelen, konaklayan kimselerden tarih boyunca ücret alınmamış, yiyecek ve konaklama giderleri bilabedel karşılanmıştır. Külliye'nin cami bölümü halen faaliyette olup, kervansaray kısmının da restorasyonu büyük ölçüde tamamalanmış durumda.  Külliye Afşin’in altı km kuzeybatısında küçük bir dağ üzerinde. Külliyede bulunan dört mimari eserden üçü külliyenin esasını teşkil ederken, Dulkadiroğulları zamanında yapılmış ek bir bina da yer almaktadır.

Eshab-ı Kehf’ in tüm dünyaya tanıtımı amacıyla kurulan ’’Eshab-ı Kehf Külliyesi ve Çevresini Koruma ve Yaşatma Derneği ’’ külliyenin tanıtımı için internette web sayfası hazırlamaktan, yabancı dillerde broşürler hazırlamaya değin pek çok çalışmayı sürdürmekte.

Yedi Uyurlar mağarasını ve külliyesini gezerken bizi ağırlayan ve gezdiren Afşin Belediyesi görevlisi rehberimizin ilgi ve itimamı bizleri şaşırtmadı. Fakat misafirperverliğin ötesinde ibadet aşkıyla ekmediğini yediği külliyeyi doğru tanıtabilmek için gösterdiği özel gayret takdirimizi kazandı.

* Mağaranın içinde içme suyu bulunmaktadır.

* Kuran-ı Kerim’ deki Kehf Suresindeki tanımlamaya uygundur

Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde bulunan Eshab-ı Kehf mağarası'nın en büyük kozu; Kuran'ı Kerim'de Yedi Uyurların adının geçtiği Kehf suresi ayetlerini doğrular nitelikteki özelliklerinin diğer mağalardan daha bariz nitelikte olması. Kehf suresinin 17. ayetinde yer alan, "(Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler" ifadesinin Afşin’deki mağaranın konumuyla örtüşmesinin yanı sıra, mağaranın içinde ve çevresinde bulunan tarihi buluntular, Eshab-ı Kehf'in burada uyuduklarına delil gösteriliyor. 

Mağaranın ağzı, güneşe açısı, mağara içindeki geniş ve dar alanlar Kuran'ı Kerim'de zikredilen özelliklere uyduğu için Afşinliler, "gerçek mağara bu" diyor.

Mağarada bulunan ve yönünün Kudüs'e dönük olduğu belirtilen Roma dönemine ait mihrap iddiayı güçlendiren deliller arasında gösteriliyor.

Burasının Selçuklular öncesinde Hıristiyanlar tarafından da Yedi Uyurlar'ın mağarası olarak kabul edilmesi ve kilise inşa edilmiş olması ise mağaranın sonradan bulunmadığını, başından beri bilindiğine delil olarak gösteriliyor. Üzerinde Latince yazılar bulunan tarihi levhalar da mağaranın çok eski çağlardan beri bilinmekte olduğunun göstergesi.

Konuyla ilgili araştırma yahar Prof. Dr. Faruk Sümer, Dr. Franz Babinger, Ali Afşaroğlu da iddia edilen diğer mekanlarla kıyasladıktan sonra, Eshab-ı Kehfin Afşin’deki mağarada uyumuş olma ihtimalini daha güçlü görüyor.

Alman Şark Enstitüsü Başkanı Dr. Franz Babinger, inceleği Eshab-ı Kehf Mağaraları ile ilgili 1957 yılında "Ben Eshab-ı Kehf’ in yeri olarak Dünyadaki şu yerleri inceledim: İspanya’ da, İtalya’ da, Yunanistan’ da, Kıbrıs’ ta, Efes’te, Tarsus’ ta ve son olarak Afşin’ e geldim. Afşin deki Mağarayı günlerce inceledim. Çevresini, yörenin konumunu vs. her şeyi inceledim. Bir Astronomi Uzmanı, bir Arkeolog, bir Tarih Uzmanı, Dinler tarihini yazan araştıran bir yazar bu mevkii nasıl incelemesi gerekir ise o şekilde inceledim ve şu neticeye vardım : ‘Ya Kuran-ı Kerim’i inkar edeceksin, ya da bu mağaranın konumunu değiştireceksin veya değiştirmekle de olmaz her şeyiyle gerçek fışkıran topraklardan alıp götürmek lazımdır. Benim bir araştırmacı olarak hıristiyan aleminden elde ettiğim bilgiler münasebetiyle dünyaya şunu iddia ediyorum : Eshab-ı Kehf, Efsus (Afşin) tadır. ’

AFŞİN'İN EN ÖNEMLİ TARİHİ KALINTISI ESHAB-I KEHF KÜLLİYESİ

Eski adı Arabisus olan, Efsus (Efesus) ve Yarpuz isimlerini de  taşımış Afşin'de ilk yerleşimlerin tarihi M.Ö. 3000'li yılların öncesine uzanıyor. Elbistan Ovasının batısında, Binboğa dağlarının eteklerinde kurulmuş ilçe bölgenin en eski yerleşim merkezlerinden. Afşin ismi Selçuklu Hükümdarı Alparslan'ın komutanlarından Afşinbey'in isminden gelmektedir. Yerleşim alanına 1944 yılında Afşin adı verilmiş, aynı yıl 4642 Sayılı Kanunla İlçe statüsüne kavuşturulmuştur. 

Afşin, Hitit, Asur, Pers, Makedonya, Roma, Bizans ve Arap hakimiyetine geçtikten sonra, 1071 Malazgirt Zaferiyle Selçuklu’ların egemenliğine girmiş. Selçukların dağılmasıyla birlikte bir dönem Dulkadiroğlu Beyliği hakimiyetinde kalmış ve 1522 yılından sonra Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.
Bu haber toplam 68 defa okundu


YAZARLAR
2012-08-07 02:20:16
trtrtr